UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE İMAL VE TİCARETİ SUÇUNUN UNSURLARI OLUŞMUŞ MUDUR?
UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE İMAL VE TİCARETİ SUÇUNUN UNSURLARI OLUŞMUŞ MUDUR?
- UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇU MU? YOKSA, KULLANMA SUÇU MU?
- DELİLLER HUKUKA AYKIRI ELDE EDİLMİŞSE CEZA VERİLMESİ MÜMKÜN MÜ?
- HAK KAYBI YAŞANMAMASI İÇİN ETKİLİ SAVUNMADA KULLANILACAK HUKUKİ ARGUMANLAR NELER OLMALIDIR?
- UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ VEYA KULLANMA SUÇ İDDİALARINDA, DOĞRU SAVUNMA VE DOĞRU AVUKATIN SEÇİLMESİ HAK KAYBINI ÖNLEYECEKTİR.
MADDE 188. - (1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihrac eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve (Ek İbare: 15.08.2017-KHK-694/137 md.) (Aynen Kabul: 01.02.2018-7078/132 md.) ikibin gunden yirmibin gune kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ulke acısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ulkede yapılan yargılama sonucunda hukmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Turkiye’de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hukmolunan cezadan mahsup edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ulke icinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, (Ek İbare: 29.06.2005-5377/22 md.)296 sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak uzere hapis ve (Ek İbare: 15.08.2017- KHK-694/137 md.) (Aynen Kabul: 01.02.2018-7078/132 md.)297bin gunden yirmibin gune kadar adli para cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 18.06.2014-6545/66)298Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinincocuk olması halinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 27.03.2015-6638/11 md.)a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcımaddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabinoid ve turevleri veya bazmorfin olması,
b) Ucuncu fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amacla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa cevre duvarı, tel orgu veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yuz metreden yakın mesafe icindeki umumi veya umuma acık yerlerde işlenmesi, halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) (Değişik: 18.06.2014-6545/66 md.)300 Yukarıdaki fıkralarda gosterilen sucların, uc veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, suc işlemek icin teşkil edilmiş bir orgutun faaliyeti cercevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(6) Uretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından duzenlenen receteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her turlu madde acısından da yukarıdaki fıkralar hukumleri uygulanır. (Ek cümle: 29.06.2005-5377/22 md.)301Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ulkeye ithal eden, imal eden,satan, satın alan, (Ek ibare: 29.06.2005-5377/22 md.)302 sevk eden, nakleden, depolayan veya ihrac eden kişi, sekiz yıldan az olmamak uzere hapis ve (Ek İbare: 15.08.2017-KHK-694/137 md.) (Aynen Kabul: 01.02.2018-7078/132 md.) bin gunden yirmibin gune kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(8) Bu maddede tanımlanan sucların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA ÖRNEK OLAYLARIN İRDELENMESİ
KARARLAR
-1-
Sanıktan ele geçirilen sentetik kannabinoid türü uyuşturucu maddenin ayrı ayrı paketler içerisinde toplam 13 parça hâlinde olması, her bir paketteki uyuşturucu madde gramajlarının yaklaşık aynı miktarlarda bulunması, sanığın, bu maddelerle akşam saatlerinde arkadaşı olan tanık S. İle birlikte sokakta motosiklet ile gezerken yakalanması karşısında; suç konusu uyuşturucu maddeyi kullanmak için satın aldığına ilişkin savunmasına itibar edilemeyeceğinden, ticaret amacıyla bulundurduğunun kabulü gerekmektedir.
5237 sayılı TCK’nın “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin ucuncu fıkrası; “Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” biciminde olup madde gerekcesinde de vurgulandığı gibi ucuncu fıkrada, uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretine ilişkin ceşitli fiiller, ayrı bir suc olarak tanımlanmıştır. Buna gore; uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ulke icinde satışı, satışa arzı, başkalarına verilmesi, sevk edilmesi, nakli, depolanması ya da kazanc amacıyla satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, bir ve ikinci fıkralara gore ayrı bir suc oluşturmaktadır. Fıkradaki sucun oluşabilmesi icin maddede belirtilen secimlik hareketlerden herhangi birisinin yapılmış olması gerekir.
Aynı Kanun’un “Kullanmak icin uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak” başlıklı 191. maddesinin birinci fıkrası ise;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde duzenlenmiş olup kullanmak icin uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak fiilleri suc olarak tanımlanmıştır.
Uyuşturucu madde bulundurma eyleminin, kullanmak icin uyuşturucu madde bulundurma sucunumu, yoksa uyuşturucu madde ticareti yapma sucunu mu oluşturduğunun tespitinde belirgin rol oynayan husus, bulundurmanın amacıdır. Ceza Genel Kurulunun 06.03.2012 tarihli ve 387-75 sayılı, 20.02.2018 tarihli ve 10-57 sayılı, 22.11.2018 tarihli ve 723-562 sayılı kararları başta olmak uzere bir cok kararında da belirtildiği uzere, uyuşturucu madde bulundurmanın, hangi maksada matuf olduğunun belirlenmesinde dikkate alınması gereken ve oğreti ile uygulamada da kabul gormuş olan bazı kriterler bulunmaktadır.
Bunlardan ilki; failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma, devir veya tedarik etmek hususunda herhangi bir davranış icine girip girmediğidir.
İkinci kriter, uyuşturucu maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş bicimidir. Kişisel kullanım icin uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin genellikle evinde veya iş yerinde bulundurmaktadır. Buna karşın uyuşturucunun ev veya iş yerine uzakta, cıkarılıp alınması guc ve zaman gerektiren depo, mağara, samanlık gibi bir yere gizlemesi kullanma dışında bir amacla bulundurulduğunu gosterebilir. Yine, uyuşturucunun cok sayıda ozenli olarak hazırlanmış kucuk paketcikler halinde olması, her paketciğin icine hassas bicimde yapılan tartım sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele gecirildiği yerde veya yakınında, hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması, kullanım dışında bir amacla bulundurulduğu hususunda onemli belirtilerdir.
Ucuncu kriter de, bulundurulan uyuşturucu maddenin ceşit ve miktarıdır. Uyuşturucu madde kullanan kimse genelde bir ya da benzer etki gosteren iki değişik uyuşturucu maddeyi bulundurur. Bu nedenle değişik nitelikte ve farklı etkileri olan eroin, kokain, esrar ve amfetamin iceren tabletleri birlikte bulunduran sanığın bunları satmak amacıyla bulundurduğu kabul edilebilir. Kişisel kullanım icin kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliğine, cinsine ve kalitesine gore değişiklik gostermekle birlikte, Adli Tıp Kurumunun mutalaalarında eesrar kullananların her defasında 1-1,5 gram olmak uzere gunde uc kez esrar tuketebildikleri bildirilmektedir.
Esrar kullanma alışkanlığı olanların bunları goz onune alarak, birkac aylık ihtiyaclarını karşılayacak miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında veya ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri de adli dosyalara yansıyan ve bilinen bir husustur. Buna gore, esrar kullanan faillerin olağan sayılan bu sure icinde kişisel olarak kullanıp tuketebilecekleri miktarın uzerinde esrar maddesi bulundurmaları halinde, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yonelik olmadığı kabul edilmelidir.
Ote yandan, amacı somut olayda maddi gerceğe ulaşarak adaleti sağlamak, suc işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu duzeninin bozulmasını onlemek ve bozulan kamu duzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en onemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yonetilen ulkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, oğreti ve uygulamada; “sucsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” şeklinde, Latincede ise “in dubio pro reo” olarak ifade edilen
“şupheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin ozu, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi acısından goz onunde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şuphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukca geniş bir uygulamaalanı bulunan bu kural, dava konusu sucun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şuphe belirmesi halinde uygulanabileceği gibi, suc niteliğinin belirlenmesi bakımından da gecerlidir. Ceza mahkumiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı goz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimalile değil, kesin ve acık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hicbir şuphe ya da başka turlu oluşa imkan vermemelidir. Yuksek de olsa bir ihtimalile dayanılaraksanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en onemli amacı olan gerceğe ulaşmadan hukum vermek anlamına gelecektir.
Bu acıklamalar ışığında uyuşmazlık konuları birlikte değerlendirildiğinde;
…….saat 20.30 sıralarında A. Mahallesi B. Sokak uzerinden C. Caddesi istikametine seyir halinde olan ekiplerin, karşı istikametten gelen sanık A.G.’nin kullandığı, tanık S.’nin de bulunduğu motosikleti anons etmek suretiyle durdurdukları, sanığın başındaki kaskı cıkarıp motosikletin üzerine koyduğu sırada kaskın icerisine bir poşet bıraktığının gorulmesi uzerine poşetin icerisinden 14 paket halinde uyuşturucu madde ele gecirildiği anlaşılan olayda; sanıktan ele gecirilen sentetik kannabinoid turu uyuşturucu maddenin ayrı ayrı paketler icerisinde toplam 14 parca halinde olması, her bir paketteki uyuşturucu madde gramajlarının yaklaşık aynı miktarlarda bulunması, sanığın bu maddelerle akşam saatlerinde arkadaşı olan tanık S. ile birlikte sokakta motosiklet ile gezerken yakalanması karşısında;
sanığın, suc konusu uyuşturucu maddeyi kullanmak icin satın aldığına ilişkin savunmasına itibar edilemeyeceğinden, ticaret amacıyla bulundurduğunun kabulu gerekmektedir.
Ote yandan, kendisinden ayrı ayrı kağıda sarılı paketlerde, satışa hazır ve 13 parca halinde uyuşturucu madde ele gecirilen sanığın, uyuşturucu madde kullandığını acıklaması nedeniyle, hakkında ayrıca “Kullanmak icin uyuşturucu madde bulundurma” sucundan dava acılmış ise de uyuşturucu maddekullanımının teknik yontemlerle saptanmadığı da dikkate alındığında, suc konusu uyuşturucu maddeyi icmek icin bulundurduğuna yonelik savunmasının, uyuşturucu madde ticareti yapma sucunu gizlemeye ve bu sucun cezasından kurtulmaya yonelik olduğunun, bu bağlamda kullanmak icin uyuşturucu madde bulundurma sucunun subut bulmadığının kabulu gerekmektedir.
KARARLAR
-2-
ÖZET: Sanığın üzerinde ve aracında ele geçirilen toplam net 7,7 gram sentetik kannabinoidin miktarı itibarıyla kullanma sınırları içerisinde kaldığı, sanığın bu maddeleri kullanma amacı dışında bulundurduğuna ilişkin savunmalarının aksine dosyada başkaca bir delil de bulunmadığı dikkate alındığında; sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sübutu bakımından, tanık S.’ye sattığı sabit olan maddenin uyuşturucu veya uyarıcı madde olup olmadığına ilişkin uzmanlık raporu bulunup bulunmadığının araştırılması, bulunmadığının tespiti hâlinde ise bu maddenin niteliğine ilişkin uzman bir kurum ya da kuruluştan rapor alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik araştırmayla hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu kabul edilmelidir.
Ozel Daire coğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca cozumlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
Tanık S.S.’nin ele gecirilen maddenin hukuka uygun olarak elde edildiği konusunda bir uyuşmazlık ve bu kabulde bir isabetsizlik bulunmayan olayda;
1- Sanık E.E.K.’nin uzerinde ve aracında yapılan işlemler uzerine bulunan delillerin hukuka uygun olup olmadığının,
2- Sanık E.E.K.’nin uzerinde ve aracında gercekleştirilen işlemler icin arama kararı gerekip gerekmediği sonucuna gore, olay tutanağı iceriğinde soz edilen ancak dosyada bulunmayan onleme araması kararının araştırılmasının,
3- SANIK E.E.K.’NİN UZERİNDE VE ARACINDA ELE GECİRİLEN UYUŞTURUCU MADDELERİN MİKTARI DA DİKKATE ALINDIĞINDA,TANIK S.S.’NİN ELE GECİRİLEN MADDENİN UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE OLUP OLMADIĞI KONUSUNDA RAPOR ALINMASININ, GEREKİP GEREKMEDİĞİNİN, BELİRLENMESİNE İLİŞKİNDİR.
İNCELENEN DOSYA KAPSAMINDAN;
29.09.2014 tarihli olay, yakalama, muhafaza altına alma ve savcı ile goruşme tutanakları ile aynı tarihli fiziki takip tutanağına gore; K. KOM Şube Mudurluğu KOM Grup Amirliğince uyuşturucu madde ticareti yapan şahıslara yonelik yapılan calışmalarda, gorevlilerce bilinen 2901500... TC kimlik numaralı E.E.K. isimli şahsın, F. Devlet Hastanesinin her iki girişinde bulunan simit tezgahları civarında uyuşturucu madde sattığı yonunde ihbar ve bilgiler elde edilmesi uzerine, 29.09.2014 tarihinde saat 13.15 sıralarında her iki simit tezgahını gorecek şekilde tertibat alarak beklemeye başlayan gorevlilerin, saat 13.30 sıralarında E.E.K.’nin ... plaka sayılı arac ile gelip, İ. U. Caddesi uzerine aracını park ederek simitci tezgahına geldiğini, kısa bir sure sonra hastanenin acil girişinde bulunan 608/1. Sokak uzerindeki diğer simitci tezgahına hastane icerisinden gecerek gittiğini, aynı gun saat 13.45 sıralarında E.E.K.’nin kimliği tespit edilemeyen bir şahıs ile hastanenin acil girişinde bulunan taksi durağı yanında M.D. ve S.S. oldukları daha sonradan tespit edilen şahıslarla buluşup taksi durağının arka tarafına gectiklerini, S.S.’in cebinden cıkardığı miktarı gorulemeyen parayı E.E.K.’ye verdiğini, şahısların hep birlikte hastanenin acil girişinde bulunan simitci
tezgahına gectiklerini, bir sure sohbet etmelerinin ardından H.T.B. Caddesini takiben E.G. Mezarlığı icerisinegirdiklerini, yaklaşık 50 metre beraber yurumelerinin ardından E.E.K.’nin diğer şahıslardan ayrılıp mezarlık icerisine giderek, buradan bir şeyler alıp tekrar M.D. ve S.S.’in yanına geldiğini, burada S.S.’e bir şey verdikten sonra E.E.K. ve yanında bulunan kimliği tespit edilemeyen şahsın mezarlık istikametinden İ. U. Caddesine doğru yuruyerek diğer şahıslardan ayrıldıklarını, M.D. ve S.S.’nin ise mezarlık icerisinden geldikleri istikamet olan H. T. B. Caddesine doğru yuruduklerini gormeleri uzerine, M.D. ve S.S.’yi mezarlıktan çıkmalarından 50 metre kadar sonra cadde uzerinde durdurdukları, G. Sulh Ceza Mahkemesinin 03.09.2014 tarihli ve ... değişik iş sayılı onleme araması kararına istinaden yaptıkları ust aramalarında, S.S.’in sağ avuc içerisinde beyaz renkli Vakıflar Bankası dekont kağıdına sarılı daralı 2 gram gelen sentetik kannabinoid olduğu değerlendirilen maddeyi ele gecirdikleri, M.D. ve S.S.’in yakalamalarını yapan gorevlilerin gerekli işlemleri yapmak uzere adı gecen şahısları KOM Grup Amirliğine goturdukleri sırada S.S.’in, uyuşturucu maddeyi F. Devlet Hastanesi acil girişinde ismini E. olarak bildiği şahısla buluşması sonrasında taksi durağı arkasında 15 TL verip, mezarlık icerisine giderek satın aldığını gorevlilere soylediği, adı gecen şahıslara uyuşturucu madde sattığı değerlendirilen E.E.K.’nın yakalanabilmesi icin F. Devlet Hastanesi giriş ve cıkışında bulunan simitci tezgahları civarına gelip beklemeye başlayan gorevlilerin, aynı gun saat 15.00 sıralarında ... plaka sayılı aracı ile hastanenin acil girişinden girip, hastanenin cıkış tarafında bulunan simit tezgahı yanında durarak aractan indiğini gorulen E.E.K.’yi yakaladıkları, G. Sulh Ceza Mahkemesinin 03.09.2014 tarihli ve... değişik iş sayılı onleme araması kararına istinaden adı gecenin yapılan ust aramasında pantolon arka cebindeki beyaz renkli poşette daralı 1,12 gram, aracında ise arka koltuğunun alt kısmında, acık mavi renkli poşette daralı 7,8 gram sentetik kannabinoid olduğu değerlendirilen maddeleri ele gecirdikleri, İ. Kriminal Polis Laboratuvarınca duzenlenen 21.10.2014 TARİHLİ RAPORA GORE; SANIK E.’NİN UZERİNDE ELE GECİRİLEN NET 0,5 GRAM ACIK YEŞİL RENKLİ BİTKİ PARCALARININ ADB-FUBINACA VE 5-FLUORO PB-22, ARACINDA ELE GECİRİLEN NET 7,2 GRAM ACIK YEŞİL RENKLİ BİTKİ PARCALARININ İSE ADB-FUBINACA VE MAM-2201 İHTİVA ETTİĞİ, TANIK S.S.’DE ELE GECİRİLEN MADDEYE İLİŞKİN RAPOR İLE G. SULH CEZA MAHKEMESİNİN 03.09.2014 TARİHLİ VE ... DEĞİŞİK İŞ SAYILI ONLEME ARAMASI KARARININ DOSYADA BULUNMADIĞI, ANLAŞILMAKTADIR.
Uyuşmazlık konularının ayrı ayrı değerlendirilmesinde fayda bulunmaktadır.
1- Sanık E.E.K.’nin uzerinde ve aracında yapılan işlemler uzerine bulunan delillerin hukuka uygun olup
olmadığı: Uyuşmazlık konusunun isabetli bir bicimde cozumlenmesi icin “arama” tedbirinin hukuki niteliği ile bu tedbire hakim olan genel ilkelere değindikten sonra konuya ilişkin anayasal ve kanuni düzenlemelerin incelenmesinde fayda bulunmaktadır.
A- Genel Olarak Koruma Tedbiri:
Ceza muhakemesinin yapılmasını veya yapılan muhakemenin sonunda verilecek kararın kağıt uzerinde kalmamasını ve muhakeme masraflarının karşılanmasını sağlamak amacıyla, kural olarak ceza muhakemesinde karar verme yetkisini haiz olan yetkililer tarafından, gecikmede sakınca bulunan durumlarda gecici olarak başvurulan ve hukumden once bazı temel hak ve hurriyetlere müdahaleyi gerektiren kanuni carelere “koruma tedbiri” denir. (Bahri Ozturk, Behiye Eker Kazancı, Sesim Soyer Gulec,Ceza Muhakemesi Hukukunda Koruma Tedbirleri, Seckin, 2013, 1. Bası, s.1)
Koruma tedbirleri genel itibarıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’unda duzenlenmiştir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Birinci Kitabının Dorduncu Kısmı “Koruma Tedbirleri” başlığını taşımakta olup arama ve yakalama tedbirine de bu kısımda yer verilmiştir. Kanun’un bu acık duzenlemesine gore arama ve yakalama birer koruma tedbiridir.
Koruma tedbirleriyle coğu zaman henuz gercekten bir sucun işlenip işlenmediği ya da işleme muhatap olan şupheli tarafından işlendiği yargı kararı ile sabit olmadığı halde, gecikmesinde sakınca bulunmasından dolayı gorunuşte haklılıkla yetinilerek gerek şuphelinin gerekse şupheli statüsünde olmayan ucuncu kişilerin temel hak ve ozgurluklerine mudahale edilmektedir. Bu nedenle koruma tedbirlerine olculu bir şekilde, gorunuşte haklı olan ve gecikmesinde sakınca ya da tehlike bulunan hallerde başvurulmalıdır.
Yakalama ve tutuklamanın esasları, Anayasamızın 19. maddesinde “Kişi hurriyeti ve guvenliği” başlığı ile;“HERKES KİŞİ HÜRRİYETİ VE GÜVENLİĞİNE SAHİPTİR.
Şekil ve şartları kanunda gosterilen: Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir. Hâkim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir…” şeklinde duzenlenmiştir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 2. maddesinde ise sucustunun tanımına yer verilmiş, koruma tedbirleri başlığı altında aynı Kanun’un 90. maddesinde yakalama ve yakalanan kişi hakkında yapılacak işlemler duzenlenmiştir.
“Madde 2: …j) Suçüstü:
1. İşlenmekte olan suçu,
2. Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden sonra kolluk, suçtan zarar gören veya başkaları tarafından takip edilerek yakalanan kişinin işlediği suçu,
3. Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya ve delille yakalanan kimsenin işlediği suçu…ifade eder”
Maddedeki tanım doğrultusunda; orneğin failin mağduru bıcaklaması durumunda CMK’nın 2/j-1; failin mağduru bıcakladıktan sonra takip uzerine yakalanması durumunda CMK’nın 2/j-2; failin bıçaklama eyleminden hemen sonra elinde kanlı bıcakla yakalanması durumunda ise CMK’nın 2/j-3 maddesindeki sucustu halleri soz konusu olacaktır.
CMK’nın “Yakalama ve yakalanan kişi hakkında yapılacak işlemler” başlıklı 90. maddesi;
“(1) Aşağıda belirtilen hâllerde, herkes tarafından geçici olarak yakalama yapılabilir:
a) Kişiye suçu işlerken rastlanması.
b) Suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması.
(2) Kolluk görevlileri, tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde; Cumhuriyet savcısına veya âmirlerine derhâl başvurma olanağı bulunmadığı takdirde, yakalama yetkisine sahiptirler.
(3) Soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı olmakla birlikte, çocuklara, beden veya akıl hastalığı, malûllük veya güçsüzlükleri nedeniyle kendilerini idareden aciz bulunanlara karşı işlenen suçüstü hallerinde kişinin yakalanması şikâyete bağlı değildir.
(4) Kolluk, yakalandığı sırada kaçmasını, kendisine veya başkalarına zarar vermesini önleyecek tedbirleri aldıktan sonra, yakalanan kişiye kanunî haklarını derhal bildirir.
(5) Birinci fıkraya göre yakalanıp kolluğa teslim edilen veya ikinci fıkra uyarınca görevlilerce yakalanan kişi ve olay hakkında Cumhuriyet savcısına hemen bilgi verilerek, emri doğrultusunda işlem yapılır.
(6) Yakalama emrine konu işlemin yerine getirilmesi nedeniyle yakalama emrinin çıkarılma amacının ortadan kalkması durumunda mahkeme, hâkim veya Cumhuriyet savcısı tarafından yakalama emrinin derhâl iadesi istenir” şeklindedir. Madde gereğince; kişiye bir suc işlerken rastlanması veya sucustu bir fiilden dolayı izlenen kişinin kacmasının onlenmesi veya kimliğinin hemen belirlenmesinin mumkun olmaması hallerinde herkesin gecici olarak yakalama yetkisi bulunmaktadır. Kolluk gorevlileri, hakkında tutuklama kararı veya yakalama emri duzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde;
Cumhuriyet savcısına veya amirlerine ulaşma imkanlarının bulunmaması durumunda yakalama yetkisine sahiptirler. Kolluk, yakaladığı kişinin kacmasını, kendisine ya da başkalarına zarar vermesini önleyecek tedbirleri almalı, hemen Cumhuriyet savcısına haber vermeli ve emirleri doğrultusunda işlem yapmalıdır2559 sayılı PVSK’nın 13. maddesinde de polise, sucustu halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan diğer hallerde suc işlendiğine veya suca teşebbus edildiğine dair haklarında kuvvetli iz, eser, emare veya delil bulunan şuphelileri yakalama yetkisi verilmiştir
Bu acıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
29.09.2014 tarihinde saat 13.45 sıralarında F. Devlet Hastanesinin acil girişinde bulunan taksi durağı yanında tanıklar M. ve S. ile buluşup tanık S.’dan para aldığı, daha sonra tanıklar M. ve S. ile birlikte gittikleri Eski Gebze Mezarlığı icerisinde tanık S.’ye bir şey verdiği gorulmesi uzerine, sanık ile tanıkların ayrılmalarından sonra durdurulan tanık S.’den ele gecirilen suc konusu maddenin hukuka uygun olarak elde edildiği hususunda Ozel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında uyuşmazlık ve bu kabulde bir isabetsizlik bulunmayan olayda;
SANIĞIN UZERİNDE VE ARACINDA ELE GECİRİLEN TOPLAM NET 7,7 GRAM SENTETİK KANNABİNOİD’İN MİKTARI İTİBARIYLA KULLANMA SINIRLARI İCERİSİNDE KALDIĞI, SANIĞIN BU MADDELERİ KULLANMA AMACI DIŞINDA BULUNDURDUĞUNA İLİŞKİN SAVUNMALARI AKSİNE DOSYADA BAŞKACA BİR DELİL DE BULUNMADIĞI DİKKATE ALINDIĞINDA;
SANIĞA ATILI UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMA SUCUNUN SUBUTU BAKIMINDAN, TANIK S.’YE SATTIĞI SABİT OLAN MADDENİN UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE OLUP OLMADIĞINA İLİŞKİN UZMANLIK RAPORU BULUNUP BULUNMADIĞININ ARAŞTIRILMASI, BULUNMADIĞININ TESPİTİ HALİNDE İSE BU MADDENİN NİTELİĞİNE İLİŞKİN UZMAN BİR KURUM YA DA KURULUŞTAN RAPOR ALINARAK, SONUCUNA GORE SANIĞIN HUKUKİ DURUMUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKİRKEN, EKSİK ARAŞTIRMAYLA HUKUM KURULMASININ İSABETSİZ OLDUĞU KABUL EDİLMELİDİR.
⚖️ Hukuki Destek ve Danışmanlık: Manisa Ceza Avukatı
Uyuşturucu madde ile ilgili suçlamalar (TCK 188 veya TCK 191) en ağır ceza davaları arasında yer almakta olup, doğru hukuki temsil hayatidir. Yukarıdaki Yargıtay kararlarında da net bir şekilde görüldüğü gibi, bir eylemin "Ticaret" mi yoksa "Kullanma" suçu mu olduğunun tespiti; maddenin miktarı, paketlenme şekli, ele geçirilme koşulları ve hukuka uygun delil toplanıp toplanmadığı gibi çok ince hukuki argümanlara dayanır.
Yanlış bir savunma stratejisi, "Kullanma" suçu yerine çok daha ağır cezası olan "Uyuşturucu Madde Ticareti" suçundan hüküm giymenize yol açabilir.
Hak Kaybını Önlemek İçin Doğru Avukat Seçimi
Bu tür hassas ve teknik ceza davalarında, sadece genel bir avukat değil, Ceza Hukuku ve özellikle Uyuşturucu Suçları konusunda deneyimli bir uzmana ihtiyacınız vardır.
Manisa Avukat arayışınızda, büromuz bu kritik süreçlerde şu hukuki argümanları temel alarak savunmanızı güçlendirir:
-
Hukuka Aykırı Delillerin Tespiti: Yargıtay 2. kararında vurgulandığı gibi, arama kararı olup olmadığı, yakalama ve üst arama işlemlerinin hukuka uygunluğu titizlikle incelenir. Hukuka aykırı elde edilen deliller, Anayasa ve CMK gereği davanın düşmesine veya beraate yol açabilir.
-
Kullanma Sınırı Analizi: Adli Tıp Kurumu verileri ışığında, ele geçirilen maddenin miktarının kişisel kullanım sınırları içinde kaldığı ispatlanır. Bu, "Ticaret" suçlamasını çürütmek için en önemli savunma hattıdır.
-
Masumiyet Karinesi: "Şüpheden sanık yararlanır" ilkesi (in dubio pro reo) esas alınarak, ticaret kastının kesin delillerle ispatlanmadığı her durumda lehe hüküm kurulması için mücadele edilir.
Eğer siz de veya yakınlarınız uyuşturucu suçlamalarıyla karşı karşıyaysanız, hak kaybı yaşamamak ve en doğru hukuki sonucu almak için hemen bizimle iletişime geçin. Manisa'da ceza avukatı olarak, uzmanlığımızla yanınızdayız.
Avukat Musa SARIKAYA SARIKAYA HUKUK BÜROSU-Manisa | Manisa Ceza Avukatı ve Danışmanlık Hizmetleri Gsm: 0 505 502 43 44
